28 Aralık 2009 Pazartesi

Aslında 2 konu var


Eski çöp kutuları mesela

Bizimkiler dizisinde Katil i canlandıran Aykut Orayın çat çut devirdiklerinden.Sonra Sabri bey gibi musibetler,Cafer gibi muameleciler...


Daha sonra Kocaman kapaklı demirden çöplükler.Kedilerin doğduğu değil doyduğu yerler.


Bir kaç senedir senedir çok acayip bişeyler var sokaklarda teknolojik basıyosun açılıyo atıyosun kapanıyo yani çok alegorik bir mekanizma.Sevmedim bunları hiç.Üstelik hayvanoğluhayvan diye tabir edebilceğimiz çöp arabaları çıkmış piyasaya.Nazi Almanyasını anlatan filmlerdeki gibi soğuk gelmeye başladı bana artık sokaklar.


Neyse



Esaretin Bedeli diyorum.Bugun kahve yaparken aklıma geldi bu film.Brooks Hatlen , yani kütüphaneci Brooks.50 yıl sonra dışarı çıkınca mektubunun sonunda Dünya gerçekten çok aceleyle hareket ediyor diyordu.Kendimi izlemeye başladım.1 bardaklık suyu son hızda kaynatıyordum.Kahve poşetini açıcak bıçak bulamadığım için 2 adım atıp çekmeden bıçak almayıp elimdeki çakmakla kahve poşetini yakmaya başladığımı farkettim falan filan


Kahve poşetlerinin üzerinde yazıyor ya tarifleri şöyle böyle yapın diye.Hani en iyi tadı alabilmek için.Bence bundan sonra acele etmeyin yeter yazsalar en güzel tarif bu olur heralde.


Bu arada kahve çekirdeği yemenizi tavsiye etmem , kötü.

Hiç yorum yok :